Kurum içerisinde sadece işini doğru bir şekilde yapan robotlar mıyız, yoksa birbirleri ile bağlar kuran ve duygusal etkileşime giren çalışanlar mı?
Gün içerisinde kullandığınız kelimeleri şöyle bir anımsayın. Listeniz aşağıdaki kelimelerden kaç tanesini barındırıyor?
Genç, mutlu, güvenilir, zengin, yeni, avantaj, çözüm, kolay, başarı, basit, sevgi, aile, tutku, temiz, sağlık, gelecek…
Kelimelerin gücünü anlamadan, insanların kuvvetini anlayamazsın…
Konfüçyüs
Kurum içerisinde birbirimizle iletişim kurarken ve yazışırken hep aynı dar alanda sıkışırız. Oysaki çemberin dışına çıkabilmek ve fark yaratabilmek bizim elimizde! Neler mi yapabiliriz?
– Yazışmalarda ve sözlü iletişim esnasında olumsuz kelimelerden uzak durabiliriz.
– İnsanları olumlu ve yapıcı yönde etkileyen, ruh halini değiştiren sihirli sözcükleri daha fazla kullanabiliriz.
– E – postalarda karşı tarafa gerçekten iyi günler dileyebilir ve teşekkür edebiliriz! İnanın “tşk” yerine “teşekkürler” yazmak, “iyi gnlr” yerine “iyi günler” yazmak fazladan 3 saniyenizi alır ancak karşı tarafta bıraktığı etki çok daha olumludur. Hangimiz 3 saniyede dünyaları kurtarıyoruz ki?
– Kurumsal yazışmalarda “rica etmenin” aslında emretmek olduğunun ve “arz etmenin” talep etmek olduğunun farkına varabiliriz. Türkçe çok zengin ve harika bir dil, alışılagelmiş kelimelerin farklı anlamları olabileceğini araştırmak kişisel gelişimimizi destekleyecektir.
Gelin bugün, “ben buyum!”, “hep böyle oldum!”, “önce karşımdakiler değişsin!”leri bir kenara bırakalım.
Bu Pazartesi hepimiz kurum içindeki iletişimimizde ve yazışmalarımızda bir fark yaratalım!