
Her gün, her dakika çalışma arkadaşlarımıza düşündüğümüzden çok daha fazla şey anlatıyoruz. Hem de ağzımızdan tek kelime çıkmadan. İş hayatında kimi zaman zorluklarla karşılaşırız. Belki de en çok bu zamanlarda çalışma arkadaşlarımızla anlaşmazlığa düşeriz. Yetiştirmemiz gereken işler arttığında ve zamanınız daraldığında… “Ah!” karnımıza bir ağrı saplandı. Kalp atışımız yükselmeye başladı, nefes alışımız hızlandı hissediyor muyuz? Soğuk terler dökülüyor alnımızdan. Gördüğümüz gibi dudaklarımızdan tek kelime çıkmadı. Ancak bedenimiz tepkisiz kalamadı.
Gün içinde ne yaşarsak bedenimizden okunabiliyor. Müdürümüz, huzursuzluğumuzu, sevincimizi ve gerginliğimizi kimi zaman seziyor kimi zaman okuyor. Çalışma arkadaşlarımızla ilişkimiz cambazın yürüdüğü ip gibi gerilebiliyor. Böyle zamanlarda kaşımızın aniden havaya kalktığının görülmediğini sanmayalım. Eminiz ki çalışma arkadaşlarımız da bu durumun farkında. Ne kadar gülümsemeye çalışsak da beden dilimiz bizi ele verdi bile. Müşterilerle olan ilişkilerimizde sağlıklı ve dengeli bir diyalog kurmak istiyorsak, beden dilimizi etkin kullanmalıyız. Müşterilerle konuşurken, sesimizin tonu, kullandığımız vurgu ve kelimeler ne kadar ön planda olsa da beden dilimiz düşündüğümüzden daha etkili.
Kendine güvenen bir duruş, güven veren bir gülümseme ve sıcak bir tokalaşmanın hayatımıza sunacağı değişimi keşfedelim. Beden dilini etkin kullanmak için uygulamalı olarak Beden Dili ve Beden Perküsyonu eğitimlerini alarak hayatımıza fark katalım. Böylece hem kendimizi doğru ifade edelim hem de sözcüklerden fazlasını gözlemleyelim.