Bildiğimiz ve zaman zaman hatırlamamız gereken bir hikâye.
Bir odada sakince yanan dört mum vardır; kendi aralarında konuşmaya başlarlar.
İlk Mum, “Ben Barışım, fakat bu günlerde her yerde kavga, gürültü, savaş ve huzursuzluk var; sanki dünya beni istemiyor, yanmamla kimse ilgilenmiyor.” der ve usulca söner.
İkinci Mum, “Ben İnancım, ama bu günlerde artık vazgeçilmez değilim; her yerde hile, yalan, kandırmaca var, artık bana ihtiyaç duyulmuyor.” der ve söner.
Üçüncü mum konuşmaya başlar. “Ben Aşkım, yanmaya gücüm var fakat herkes o kadar meşgul ki bana ayıracak vakitleri yok, kimse sevmekle ilgilenmiyor, sevmeyi unutuyorlar bile. Tüm bunlara dayanamıyorum ve ayrılıyorum bu dünyadan.” der ve söner.
Aniden… Bir çocuk odaya girer ve üç mumun artık yanmadığını görür. “Neden söndüler, neden yanmıyorlar?” diye ağlamaya başlar.
Dördüncü Mum küçük çocuğa nazikçe konuşur, “Korkma, ben Umudum ve ben hala yanarken diğer mumları yeniden yakabiliriz.”
Her şey kötü göründüğünde ve karanlıklar arttığında umut bizi ayakta tutacaktır…
M. Efsun Yüksel Tunç