Paha Biçilemeyen Hazineye Ulaşmak

Bilginin güç olduğunu biliriz ve söyleriz. Ancak sonuçlar gösteriyor ki gerçek güç bilgiye sahip olmaktan çok bilgiyi paylaşmaktadır. Paylaşılmayan ve geliştirilmeyen bilgi bize sadece yük olarak kalıyor. Bir sümer atasözü der ki, ‘mademki biliyorsun neden öğretmiyorsun.’ Bu bir tercih elbette ancak günceli yakalamak, yetenekleri ortaya çıkarmak ve ileriye dönük hareket etmek isteyen kurumlar için bir gereklilik.

Başarılı şirketlerin uygulamalarına ve tarihe adını yazan liderlerin tarzlarına baktığımızda da, ekiplerinin fikirlerini aldıklarını ve onlarla iletişim halinde olduklarını görürüz. Belki bir yönetici olarak, belki mentörlük yaparak ya da bir takım arkadaşı olarak fark yaratabileceğimiz yetkinliklerden biridir bilgiyi paylaşmak. Ekibe ve işe ne katkılar sağladığına bir göz atalım;

📍Karşılıklı güveni sağlar

📍İletişimi güçlendirir

📍Motivasyonu destekler

📍Hatalardan ders almaya ve başarıları modellemeye olanak tanır

📍Gelişime ve inovasyona fırsat verir

📍Rekabette üstünlük kazandırır

Tüm bu avantajları elde etmek ve etkisini görebilmek için bilgiyi paylaşmayı misyon olarak benimsemek gerekir. “Küçük Prens kitabında der ki; Kıtlık ekmeğin paylaşılmasına yol açar. Ekmeğin paylaşılması ise ekmekten daha tatlıdır!” En zor dönemlerin içinden çıkabilmek için ışık tutmaktır bilgiyi paylaşmak ve bunu yapmanın birçok yolu & yöntemi bulunmaktadır. Bu yol ve yöntemlerden bazıları ise;

📍Kurum içinde mentörlük sistemi kurmak

📍İç eğitmenler yetiştirmek

📍Düzenli toplantılar yapmak

📍Deneyim paylaşma ritüelleri geliştirmek

📍Blog &Portal kurmak ve her çalışana bu platformlarda yazma fırsatı sunmak

Bundan sonrasında sıra ekipleri bu doğrultuda teşvik etmeye geliyor. Çünkü fark yaratmak için önce içimizdeki farklılıkları görmek ve ortaya çıkarmak gerekiyor. Farklı fikir, bilgi ve deneyimlerin bir araya geldiği kurumlar ve ekipler ise paha biçilmesi zor bir hazinenin sahibi oluyor.

Gökçe DOĞAN