Gelebilecek Krizlere Hazır Olmak İçin 7 Etkili Adım

Covid 19’un etkisini hem özel hem de iş hayatımızda hala hissediyoruz. Uzmanlar, danışmanlar, liderler bu etkileri ve gelecekte olmasını önlemek adına neler yapabileceğimizi belirlemek için uzun süre yaşadığımız pandemi sürecini inceleyecekler. VUCA diyebileceğimiz bu süreçte gelebilecek krizler için önlemler almanın tam zamanı. Hem kendimizi hem de çalıştığımız kurumları daha iyi konumlandırabilmek için şimdiden harekete geçmekte fayda var; çünkü gelecek gelmekte…

1.     Farkındalıkla başlamak gerek; neredeyse 100 yaşındaki Türkiye Cumhuriyeti’nin son 25 yılına ve dünyadaki en büyük krizlere bakarak tüm krizleri masaya yatırmalı, neden oldu, etkileri neydi ve nasıl aşıldı konularını anlamalı ve geçmişten dersler alarak geleceğe hazır olmalıyız.  Zira yapılan araştırmalar gösteriyor ki eskiden 10 yılda bir olan büyük krizlerin frekansı 3-5 yılda bire kadar azalmış durumda. Pandemi başlangıcını 2020 olarak alırsak 2023-2025 arasında yeniden büyük bir krizle karşılaşabiliriz.

2.     SWOT’un ötesine geçip 4 Eylem Çerçevesinde aksiyonlar belirlemek şart. SWOT’un ortaya koyduğu mevcut durumu analiz edip:

a.     Çoğaltacaklarımız

b.     Azaltacaklarımız

c.      Sıfırdan Oluşturacaklarımız

d.     Yok Edeceklerimizi belirlemeli ve işletmemizi kriz sırasında en iyi performansı sağlayacak şekilde hazırlamalıyız.

3.     Misyonu tüm çalışanların aklına ve kalbine koymalı ve vizyonlarımızla onları heyecanlandırmalıyız. İnsan inandığına daha kolay adanır. Kriz zamanlarında adanmış, bağlı ve zorluklara hedefleriyle meydan okuyacak yürekli çalışanlara ihtiyaç var. Kurumumuzu ve çalışanlarımızı ayakta tutabilecek 3-5 yıllık vizyonumuzu detaylandırmalı ve habitatımıza farklı ne katabileceğimizi, hangi değerlerle ilerleyebileceğimizi belirlemeliyiz. Bu bakış açısıyla hedeflerimize ulaşmak için gereken yapı taşlarını bir araya getirmeliyiz. İnsan gücümüze yatırım yapmalı, güçlü bir şekilde büyümemizi sağlayacak kişileri oluşturmalı ve finansalımızı ona göre planlamalıyız.

4.     En değerli kaynağımız ve gücümüz insan kaynağı için mükemmel bir çalışan deneyimi tasarlamalıyız. Tasarımımızda hem ofiste hem de online olacak şekilde dokunuşlar ve iyileştirmelere yer vermeliyiz.

5.     Rahatsız etse de en kötü senaryoları düşünmeli, o kötü senaryoyu tanımlamalı, onun için bile hazırlıklı olmalıyız. En kötü ne olabileceğini bilemeyebiliriz bununla birlikte farklı alanlardaki en kötüleri düşünmek, dalgaları durdurmazsak bile sörf yapmamızı kolaylaştıracaktır.

6.     Kurumsal olarak iki becerinin gelişimini sağlamalıyız: çeviklik ve uyarlanabilirlik. Hem süreçlerimizin hem de insan kaynağımızın maksimum düzeyde çevik olmasını ve hızlı uyum sağlayabilmesini sağlayacak sistemsel ve eğitimsel yatırımı yapmalıyız. Büyük krizlerde hantal yapıların çok zorlandığını, geç reaksiyonların dibe çekilmeyi hızlandırdığını biliyoruz. 21.yüzyılda liderler için en önemli iki becerinin öngörü ve adaptif liderlik olduğu konuşuluyor. Darvin’in dediği gibi “Hayatta kalan ne türlerin en zekisidir ne de en güçlüsü. Hayatta kalan kendini değişime en hızlı adapte edebilendir.”

7.     Krizler her zaman paniğe yol açar; hatırlayalım marketlerde un, makarna, sıvı yağ, konserve gıdalar bitmişti. Temizlik malzemeleri bulmakta zorlanıyorduk. Krizler ne yazık ki kontrolün kaybedilmesine yol açabiliyor. Olabilecekleri kontrolümüzde olanlar ve olmayanlar diye sınıflandırmalı ve kurum-çalışan- müşteri perspektifinden kontrol mekanizmaları kurgulamalıyız.

 M. Efsun Yüksel Tunç