Evden Çalışmayla İlgili İyi Haberler & Kötü Haberler

Dünya genelinde Covid19 sürecinin devam etmesi evden çalışma oranlarını artırmakta ve biz çalışanlar için evden çalışma normalleşmekte. Daha öncesinde evden çalışanlar olduğu gibi ilk kez evden çalışmayı deneyimleyenlerin sayısı oldukça yüksek. Çünkü Covid19 sürecinin başına kadar dünya genelinde şirketlerin %44’ü uzaktan çalışmaya hiç izin vermiyordu.

Evden çalışmaya alışkın olanlar için bile süreç eskisine göre farklı, birkaç minik örnek paylaşmamız gerekirse, eskinden evden çalışırken çocuklarımız okuldaydı, şimdi evdeler; eskiden evden çalışırken dilediğimiz zaman eğlenmeye, dışarı çıkmaya, tatile gitmeye dair bir kısıdımız yoktu, şimdi kısıtlar ve onların yarattığı psikolojik zorluklar yoktu; eskiden her gün yakınımızdan birinin sağlık sorunlarıyla ilgili haber almıyorduk. Dolayısıyla eski normalimizden farklı yeni bir süreçteyiz.

Süreçte yapılan pek çok araştırma var, bazı istatistikleri paylaşmak isterim:

·      İnsanların %86’sı uzaktan çalışmanın stresi azalttığını düşünüyor.

·      Y kuşağının %69’u daha esnek bir çalışma şekli için diğer iş avantajlarından vazgeçebileceklerini söylüyor.

·      Çalışanların %76’sı esnek saatlerde çalışabilseler, mevcut işyerlerinde kalmaya daha istekli olacaklarını söylüyor.

Evden çalışmayla ilgili iyi haberlerin yanında kötü haberleri de paylaşmak gerekir. Evden çalışmanın zorluklarına baktığımızda 2 ana alandan bahsedebiliriz.

1-     Kişisel Zorluklar

2-     İşsel Zorluklar

Kişisel zorluklar olarak:

·      Dikkat dağıtıcıların fazla olması

·      Ev işlerinin bizi çağırması

·      Çocuk / yaşlı varsa ilgi ve hizmet beklentisi

·      Ülke gündeminin değişkenliğine kayıtsız kalınamaması

·      Bireysel ve ülkeye ait sağlık haberlerinin yoğunluğu

·      Ayrılmış bir çalışma alanının olmaması

·      Ev halkının bizi evde / izinde zannetmesi

·      Endişe ve korkuların daha fazla düşünülmesi

·      Sosyal izolasyon

·      İş moduna geçilememesi / pijama sendromu

·      Spor, yemek ve uyku düzeninin bozulması

·      İş-yaşam dengesinin kurulamaması

İşsel zorluklar olarak:

·      Ekipten uzak olunması

·      Karar verişlerde hızlı destek bulunmaması

·      Motivasyonun korunamaması

·      Günün planlanamaması

·      Zamanın yönetilememesi

·      Ekip arkadaşlarının ve ofisin özlenmesi

·      Çalışma saatlerinin belirli olmaması / daha fazla çalışılması

·      Yalnız hissedilmesi

·      Kurum kültürünün uzaktan hissedilmemesi

·      İletişim ve koordinasyon zorlukları

·      Performansın doğru ölçülemediği hissiyatı

·      İnternet bağlantı problemleri

Yine istatistiklere bakmakta fayda var:

·      Çalışanların yüzde 54’ü evde daha fazla dikkat dağınıklığına sahip.

·      Çalışanların yüzde 40’ı evde işe odaklanmakta zorlanıyor.

·      Çalışanların yüzde 66’sının evden çalışırken gece ve hafta sonları çalışma olasılığı daha yüksektir.

·      Çalışanların yüzde 49’u iş ve ev hayatı arasındaki sınırları korumayı zor buluyor.

Tüm bunların yanında Covid19 süreci devam ediyor ve 2028’e kadar dünya genelinde şirketlerde %73 oranında uzaktan çalışanlar olacak deniyor. Yine yapılan araştırımalar gösteriyor ki işverenlerin yüzde 80’inden fazlası, çalışanların koronavirüs pandemisinden sonra bile kısmen veya tam zamanlı olarak evden çalışmasına izin vermeyi planlıyor ve işverenlerin yüzde 40’ından fazlası, çalışan deneyimini iyileştirmek için daha esnek günler ve esnek saatler sağlamayı planlıyor.

Esnek çalışma düzenlemelerine yönelik eğilim, pandemi devam ettikçe hız kazanıyor. İyi haberleri ve kötü haberleri doğru değerlendirip geleceği inşa etmek büyük / küçük her işletmenin önceliği haline geliyor. Hikayede söylediğim gibi fiziksel, zihinsel ve ruhsal olarak hazır olduğumuzda rüzgarlar ters yönden esse de rahat uyuyabiliriz.

Efsun Yüksel Tunç