Başlığı Size Ait Bir Yazı

Mutlu, mutsuz anlara bakalım istedim bu yazı ile, başlığı da size ait olsun 🙂

Kendimizi mutlu hissettiğiniz anlarımıza bir bakalım, etrafımızdaki herkeste aynı enerjiyi ararız, davranışlarımız daha enerjik, sözlerimiz daha umut verici, yaklaşımımız daha pozitif olur genellikle. En güzel tavsiyeleri veririz kendini atalette hissedenlere bile.

Bir de kendimizi mutsuz hissettiğimiz anlara bakalım, sanki etrafımızda herkes mutlu bir biziz mutsuz, dertli… Bu tespitimiz zaman zaman daha gergin ve tepkili davranışlara da sebep olabiliyor.

Bunun insan psikolojisinde bir adı vardır mutlaka ve tanımını uzman dostlarıma bırakmak en doğrusu 🙂 Ancak iletişimde en çok anlattığımız “varsayımlardan uzak kalabilmeyi” böyle zamanlarda kaçırdığımız bir gerçek.

Olayları ve insanları değerlendirme eğilimlerimiz duyguları uç noktalarda yaşadığımızda pek de sağlıklı olmuyor anlaşılan. Şiddeti, iletişime yansıması kişiye göre farklılık gösterir elbette. Çünkü kimimiz kendine dönüp dış dünyaya kapılarını kapatmayı tercih ederken, kimimiz daha saldırgan ve kırıcı olabiliyoruz mutsuz zamanlarda.

Mutluluk ya da mutsuzluk, çoğunlukla düşüncelerimize, inanışlarımıza ve zihnimizdeki kalıplarla alakalı. Başımıza gelen durumlara ya da karşılaştığımız kişilere karşı tavırlarımızı da bunlar beliriyor. Dahası böyle süreçlerden çıkmayı öğrenmek için bile o zihinsel kalıplardan kaçınmaya ihtiyacımız var.

“Mutsuzluk aniden gelmez, onu hazırlayan nedenler vardır.” Derler. Biz kendimizi, yaşantımızı hayatın olası durumlarından biri olan mutsuz zamanlara nasıl hazırladık ya da hazırlıyoruz? Daha proaktif olabilmek için mutlu anlarımızı nasıl değerlendiriyoruz? Bunları kendimize soralım bu hafta sonu. Hangi sözleri, hangi davranışları ve hangi aksiyonları alırsam daha iyi yönetirim ben böyle zamanları? Bu kilit soruları yanıtlayalım.

Geleceğimizi yönetirken, yarınları karşılamaya hazırlanırken ve itiraf edelim zorlayıcı günleri yoğun bir şekilde yaşarken bizi ayakta tutan kimler, neler var bakalım etrafımıza.

Mutlu, umutlu, farkındalıklarımızın yüksek olduğu günlerimiz olsun dilerim.

Gökçe DOĞAN