Yapılan araştırmalar gösteriyor ki beden dilimizle sözlerimizden daha fazla mesaj aktarırız. İlk dilimiz ve evrensel dilimiz olan beden dili çok konuşan ve bir o kadar da yanlış anlaşılan bir dildir. Algıyı yönetemezsek ya da yanlış yönetirsek pek çok iletişim kazasına neden olabiliriz. İşin uzmanları beden dilini anlamaktan önce beden dilini doğru kullanmanın ilk adım olduğunu söyler. Hal böyleyken bizler de pozitif algılar oluşturmak, kendimizi doğru ifade etmek ve karşı tarafı etkilemek için en önemli iki beden dili mesajını paylaşalım istedik. Gülümsemek, yüzümüzde bir tebessüm olması karşı tarafa bizimle ilgili çok önemli bir mesaj taşıyor. Gülümsemek memnuniyet göstergesidir ve bu gösterge karşı tarafta bir dizi fikrin oluşmasını sağlayan bir tetikleyicidir.
Bu kişi eğer gülümsüyorsa, işini seviyordur; işini severek yapıyorsa, daha kaliteli iş çıkartır; bu da benim faydama… gibi seri düşünceler aklında oluşur. İnsanlar işini severek yapanların, işlerine kalite ve aşk katacaklarını düşünürler. O yüzden ilk adım: Gülümsemek…
Dik durmak, ayakta ya da otururken dik bir vücuda sahip olmak da karşı tarafa bizimle ilgili çok önemli bir mesaj taşıyor. Dik durmak, karşı tarafa ben bu işi biliyorum, konuya hakimim, bana güvenebilirsin mesajı taşıyor. Kişinin postürü idealden uzaklaştıkça karşı taraf egemen olabileceğini düşünerek hareket eder ve bu noktada müzakereleri kazanmak, işi bağlamak, kendini güçlü ifade etmek zorlaşır. İşte, o yüzden ikinci adım: Dik durmak, dik oturmak… Pozitif mesajlarımızın çok olduğu güzel günler dileklerimizle…