İletişim ve Olumluluk

Bir insan olumsuz, çözümsüz ve yıkıcı algılanmak ister mi? Olmak ister mi diye sormuyoruz; algılanmak ister mi?

İş hayatında, özel hayatta kısaca yaşarken hedefimiz olumlu, çözümcü ve yapıcı algılanmak. Algı yönetimin en önemli adımının İletişim olduğu gerçeğiyle konuyu ele alalım.

Indus eğitimlerinde iletişim 10 ana başlıkta ele alınır:

  • Doğallık
  • Dostça Ses Tonu
  • Açık Net Konuşmak
  • Yorumsuz Olmak
  • Olumluluk
  • Empatik Olmak
  • Etkili Dinlemek
  • Soru Sormak
  • Geribildirim Almak ve Vermek
  • Beden Dilini Doğru Kullanmak

Olumluluk derken hem seçtiğimiz kelimeleri hem de söyleyiş tarzımızı ele almamız gerekiyor. İletişim kurarken sakınmamız gereken kelimeler var, bunlar:

 

  • Ama
  • Şey
  • Hayır
  • Yok
  • Olmaz
  • Değil
  • Hiç
  • Bilmiyorum
  • Yapamam
  • İçerisinde -me/-ma geçen yanıtlar
  • Ne yazık ki
  • Maalesef
  • Keşke
  • İmkansız
  • Asla

 

Bu kelimelerle birlikte duyulduğunda insanın canını sıkan aşağıdaki ve benzeri kelimelerden de sakınmak gerekiyor:

 

  • Hata
  • Bencillik
  • Baskı
  • İmkansız
  • Korkunç
  • Endişe
  • Şanssız
  • Aldatma
  • Yanlışlık
  • Ölüm
  • Dedikodu
  • Yalnızlık
  • Facia
  • Kaza
  • Anlamsız
  • Sorumsuzluk

 

İletişimimizden çıkartmamız gereken kelimeleri sıralamak işin en kolay tarafı; bunlar yerine ne kullanacağız, işin önemli tarafı.

Hem neden sakınmamız gerektiğini hem de yerine ne kullanabilirizi adım adım paylaşalım.

Ama kelimesi genelde, karşı çıkış, itiraz ve bahane olarak algılanan bir kelime. Çok ender doğru kullanılan bir kelime ve psikolojik algısı oldukça olumsuz. Hele ki “Seni anlıyorum ama …” ya da “Böyle diyorsun ama …” gibi cümlelerde karşı taraftın yapıcı düşünmesini engelliyor. Bazen de cümle sonunda “Ben de öyle söylemiştim, ama.” “Bu hemen biter, ama.” gibi kullanımları da yine negatif algılanıyor. Bir de daha cümleye başlar başlamaz kullanımı var ki bu zaten direkt karşı çıkış olarak algılanıyor.

Yerine ne kullanabiliriz? Eş anlamlısı olan Ancak, Fakat ya da bununla birlikte, bunun yanısıra gibi kelimeler “Ama” yerine tercih edilebilir. Aklınızdan “Ancak ve Fakat eş anlamlısı ki” cümlesi geçebilir; doğru, eş anlamlısı olmakla birlikte “Ama”nın yarattığı tepkili imaja sahip değil bu iki bağlaç. Kelime zenginliği işimizi kolaylaştıracaktır. Tek bir bağlaca bağlı kalmadan farklı bağlaçlarla konuşmamızı olumlulaştırabilriz.

Eski bir tiyatro oyununda “Şey”in tanımı şöyle yapılmıştı: “Şey, tek başına bir anlam ifade etmeyen bununla birlikte cümle içinde her anlama gelebilen bir şeydir.” Şey kelimesinin çok kullanılması durumunda karşı taraf bizim kelimelerimizin yetersiz olduğunu, entelektüel olarak birikimimizin az olduğunu düşünmektedir. Bir şey, her şey ve hiçbir şey derken rahat olabileceğimiz ve fakat bunların dışında çok idareli kullanmamız gereken bir kelime “şey”. Bu kelimenin yerine aslında ifade etmek istediğimizi seçmemiz işimizi kolaylaştıracaktırJ

Ama ve Şey kelimelerinden sonra gelen bütün kelimeleri cümle içinde rahat rahat kullanabiliriz eğer bir soruya yanıt vermiyorsak. Eğer bir soruya yanıt veriyorsak yanıtımızda bunların geçmesi karşı tarafın bizim çözümsüz olduğumuzu düşünmesine neden olacak. Mini bir diyalogla açıklayalım:

+ Bize %45 indirim yapar mısın?

  • Hayır yapamayız.

+ Hiç mi yapamazsınız?

  • Mümkün değil.

+ Neden?

+ Ne kadar yaparsınız?

+ Ne yapabilirsiniz?

+ % 40 olur mu?

Karşı tarafa yanıt vermezsek, açıklama yapmazsak karşı taraf soru sormaya ve bir şekilde çözüme dair bir yanıt almaya gayret gösterecektir. Süreç uzayacak ve memnuniyetsizlik artacaktır. Hayatın hangi alanında olursak olalım yanıtı hayır olan sorulara tepki değil yanıt vererek çözümcü ve yapıcı bir algı oluşturabiliriz.

İnsanlara olmayanı, yapamayacağımızı ve yoku söyleyerek nereye varabiliriz. Hayır demenin yoku söylemenin yolları var, hatta eğitimi var: Hayır Diyebilmek Diplomatik Olabilmek…

Bir yandan “Hayır”dan sakınalım derken bir yandan da Hayır Diyebilmek eğitimi veriyoruz; çünkü bir sorunun yanıtı hayırsa hayırdır! Peki nasıl söylenir. İşte birkaç örnek:

+ Yalan söyler misin?

  • Hayır!
  • Ne münasebet!
  • Asla!

Yukarıdaki yanıtlar kulağa tepki, rahatsızlık duyulması gibi yansıyabiliyor ve iletişimi bozuyor.

Soruyu tekrarlayalım:

+ Yalan söyler misin?

  • Gerçekleri söylemeyi tercih ederim.
  • Yalandan sakınırım.

Bazen olumlu yanıt vermenin işi uzattığı düşünülür, halbuki kısaltır. İşte bir örnek:

+ Fenerli misin?

  • Beşiktaşlıyım.

Tepkili ve olumsuz iletişim örneğinde:

+ Fenerli misin?

  • Hayır!
  • Allah korusun!
  • Ne münasebet!

(Ve tekrar soru gelir…)

+ Hangi takımlısın?

  • Beşiktaşlıyım.

Olumlu yanıt verilemeyecek durumlarda da PNP yöntemi hayatımızı kolaylaştırıyor. Pozitif – Negatif – Pozitif kurgusuyla olumsuzu iki olumlu arasında sunmak dediğimiz PNP yöntemi iş hayatında profesyonellerin tercih ettiği bir yöntemdir.

Önce yapabileceğimizi, olanı, elimizdekini, sunabileceğimizi söylemek, olumsuzu nedenleriyle açıklamak ve eğer cümlesiyle alternatifler sunmak. Yine bir örnekle açıklayalım:

+Bize 6 ay vade yapar mısınız?

  • Size şu an için en fazla 2 ay vade yapabiliriz. Şu şu nedenlerden dolayı (burada gerçek nedenler sunulmalı) 6 ay vade yapamıyoruz. Eğer yıllık* anlaşma yaparsak ve minimum da 100.000 TLlik* bir ürün alımı yaparsanız tabi ki 6 ay vade için yönetimle konuşurum. * işaretli yerler zaten sunabileceklerimizden oluşuyor ve durumuna-kişisine göre değişiklik gösteriyor.

Konu sadece soru sorulduğunda PNP yöntemini kullanmak ya da olumlu yanıt vermek değil; iletişim kurarken seçtiğimiz kelimelerle karşı tarafı motive etmek, umutlandırmak, gününü güzelleştirmek de profesyonelliğimizin bir parçası.

Hizmetimizi sunarken, yaptıklarımızı anlatırken, geribildirim verirken aşağıdaki kelimeler ve benzerleriyle iletişimimizi daha etkili hale getirebiliriz. Burada yine konu kelime zenginliğine geliyor; günlük 200 kelimenin dışında başka kelimelere ihtiyacımız var.

 

  • Gerçek
  • Kalite
  • Enerji
  • Sorumluluk
  • Sevgi
  • Güven
  • Sağlık
  • Temiz
  • İmaj
  • Stil
  • Tutku
  • Başarı
  • İşlem
  • Tasarruf
  • Yeni
  • Teknoloji
  • Avantaj
  • Çocuk
  • Güzellik
  • Ciddiyet
  • Aile
  • İspatlanmış
  • Yenilenmek
  • Bilimsel
  • Orijinal
  • Sürekli
  • Gelecek
  • Mutlu
  • Özgürlük
  • Çözüm
  • Kolay
  • Genç
  • Ödül

Çevremize baktığımızda olumsuz kelime kullanımının çok yaygın olduğunu görüyoruz. İnsanlar “Bana doğruyu söylemeni isterim.” yerine “Bana yalan söylemeni istemiyorum.” diyor. “Seni hep hatırlayacağım.” yerine “Seni asla unutmayacağım.” diyor. Negatif kelimeler seçip pozitif sonuçlar bekliyorlar.

Çocukları büyütürken de aynı durum söz konusu. Çocuğa “Konuşma” deniliyor, “Sessiz ol.” denmiyor. “Oraya gitme.” deniyor, “Burada kal.” denmiyor.

“Suya basma.” denilip çocuk suya bastığında da kızan insanlarız. İnsanlara ne yapmamasını değil de ne yapmasını söylemek işimizi kolaylaştıracak ve profesyonelliğimizi artıracak.

Olumlu, yapıcı ve çözümcü algılandığımız etkili iletişimle bir arada olmak dileğiyle…

M.Efsun Yüksel Tunç

Indus Consulting