Rekabetçi küresel ortamda fark yaratmak ve rekabet üstünlüğü sağlamak, yatırımın geri dönüşünü (ROI) artırmak, harika fikirler ve çözümlere sahip olmak, başarısızlıklardan başarı çıkartmak gibi nedenlerle yaratıcı olmak gerektiğini biliyoruz. Kurumsal olarak yaratıcılık yolculuğuna girebileceğimiz gibi bireysel olarak da yaratıcılığımızı artırarak vizyonumuzu daha kolay gerçekleştirebilir ve misyonumuza hizmet edebiliriz.
Bireysel olarak bugün, şimdi yaratıcılığımız artırmak istersek, “nasıl” sorumuza yanıt olabilmesi adına hızlıca yapabileceklerimizden 5 tanesini paylaşmak isterim.
· Hayal kurmaya başlamak gerek. Zira iş hayatında yaratıcılık farklı ve ilginç bir powerpoint sunum hazırlamanın çok ötesinde yaratıcı düşünme ve problem çözme olarak tanımlanıyor. Hayal kurmak yaratıcılığımızı artırır. Araştırmacılar, bize verilen görevler veya çözmemiz gereken problemler üzerinde çalışmadığımız zamanlarda bile, yeni çözümler ve olasılıklar düşünmemizi sağlayan şeyin hayal kurmanın olduğunu kabul ediyorlar. Bunun nedeni, bir hayalin, belirli fikirlerin ve sorunların bilinçsiz zihnimizde “çözülmesine” izin vermesi ve iç görüleri ateşleyebilmesidir. Bu nedenle, yanıtlanması gereken bir sorumuz veya sorunumuz varsa, yaratıcı fikirler için hayal kurmak şart. Çünkü açılmamış kanatların büyüklüğünü bilemeyiz.
· Çeşitliliğe inanmak şart. Her insan farklı bir dünyanın kapılarını açıyor; farklı kültür ve geçmiş deneyime sahip insanlar ve birbirinden farklı zihinlerin birlikte çalışması yaratıcılığı artırıyor. Farklı bakış açılarına ve çözümlere sahip daha fazla insanın bir arada olması yaratıcı problem çözme konusunda daha fazla fikrin ortaya çıkmasını sağlamakta ve tüm çalışanlara en yüksek yeteneklerini göstermeleri için fırsat sunmaktadır.
· Sürekli öğrenen olmalı. Yaratıcı fikirlerin ortaya çıkması için önce fikirlerin oluşması gerekir. Uğur Mumcu’nun dediği gibi bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz. Önce bilgi sahibi olmak gerekiyor ki fikir havuzunu zenginleştirebilelim. Yaşam boyu öğrenme yaklaşımı yaratıcılığımızı artırır; çünkü durgunluk ve tekrar, yaratıcılığın düşmanıdır.
· Eleştirileri sevmek gerek. Eleştirilmeyi sevmesek bile alınganlıktan sıyrılıp eleştirilere açık olduğumuzda 3.gözün fikrini almış, yeni bir bakış açısı kazanmış oluruz. Söylenen mantıklı gelmese bile farklı fikir ve çözümleri tetikleyici olabilir. Aynı zamanda kendimizi de eleştirmemiz, varsayımlarımıza meydan okumamız daha yaratıcı olmamızı destekleyecektir.
· Zihin haritaları, akışlar kullanmalı. Zihin haritası, fikirleri birbirine bağlamak ve sorulara yenilikçi yanıtlar aramak için harika bir yoldur. Merkezi bir konu veya kelime yazarak bir zihin haritası oluşturabiliriz. Ardından, ilgili terimleri veya fikirleri merkezi kelime etrafında bağlayabiliriz. Bu süreç farklı bakmamızı ve yaratıcı fikirlerin ortaya çıkmasını sağlayacaktır. Yeni bir proje geliştirmeye başladığımızda, projenin sunumunu baştan sona takip etmek için bir akış şeması oluşturabiliriz; bu akış şeması, nihai çözümü görselleştirmemize, olası sorunları ortadan kaldırmamıza ve benzersiz çözümler oluşturmamıza yardımcı olabilir.
Efsun YÜKSEL TUNÇ