Takım çalışmasına ihtiyaç duyduğumuz alanlarda karşımıza sık çıkan cümlelerden biridir değil mi? ‘Biz Bir Aileyiz’. Etkileyici bir cümle olmaktan öteye geçerek adeta bir şiar olarak paylaşılır…
Manevi değerlerin, ekip ruhunun, paylaşımın, değer oluşturmanın ön planda olduğu bir ortam amaçlandığının işaretidir bu tabir sıklıkla. Tabirin samimi bir dille kullanıldığında ekip üyeleri arasında yürekleri ısıtan bir tarafı olduğu aşikârdır fakat istenen etkiyi uyandırabilmesi ve hedeflenen değeri oluşturabilmesi için davranış ve uygulamalarla desteklenmesi, en net ifadeyle bireylere kanıtlanması gerekmektedir.
Aile olma ortak değerlerde birleşmeyi, ifade özgürlüğünü, adaleti, fırsat eşitliğini, birlikte büyüme ve gelişmeyi, güveni, bağlılığı içerdiği için iş hayatında kullanıldığında ekibin beklentilerini artırması kaçınılmaz bir ifade olarak çıkıyor karşımıza.
Bu ifade biçimi ile ekip ruhu oluşturmayı amaçlayan kuruluşların bireysel gelişim, kariyer fırsat eşitlikleri oluşturma, gelir dağılımında adalet, özlük haklarının korunması gibi alanlardaki uygulamaları ile fark yaratmalarını gerektirerek kuruluşlara önemli sorumluluklar yüklemekte. Kurumların bu sorumlulukları yerine getirememesi de bu tabirin anlamını kolaylıkla yitirmesine ve ekiplerin erken dağılmasına yol açmakta ki güven duygusunun gerekli tabanı oluşturamaması da bu sonuçta son derece önemli etken.
Bu ifadenin kullanılmasındaki amacın takım üyelerinden beklenen sonuçların elde edilmesini kolaylaştırmak değil, yapıyı köklü ve güçlü değerlerle doğru inşa etmek olması gerektiğine inandım hep, bu ifade olmadan da değer yaratmanın mümkün olduğuna da…
Bunu başaran kuruluşların yarattıkları aidiyet duygusu ile oluşturdukları farkları gözlemlemek, bu kuruluşları emsallerinden ayırt etmek taktir edersiniz ki zor değil ,değil mi?
Özellikle üst düzey yöneticilerin kendilerine şu soruları sormasının değerli olduğunu düşündüm hep;
· Nasıl beklentiler oluşturduk, neler bekledik, karşılıklı olarak bu beklentilerde buluşabildik mi?
· Takım arkadaşlarımız yanlarında olduğumuzu hissedebildiler mi?
· Hatalar karşısında tutum ve davranışlarımız nelerdi?
· Gereken şevfkat,öğreticilik ve sabrı gösterdik mi?
· Ekip arkadaşlarımız bizlere güvenebildiler mi?
· İç müşterilerimizin gözünde de dışarıdan göründüğümüz gibi miyiz?
· Mevlana’nın sözünden yola çıkarak , olduğumuz gibi göründük mü, göründüğümüz gibi olabildik mi?
Eğer bu gerçeklikleri sağlayan bir aileye mensupsak ve her iki taraf için de işler yolundaysa, ne mutlu bizlere…
Sizlerin de eklemek istediği soruları duymak eminim çok keyifli olacak. Keyifli çalışmalar dilerim…
Hüseyin Avni Ortay
Bir yanıt bırakın